google-site-verification=bYka1tah2SVzXloWXqie62SFOzYDUg5nnTiIK195LUQ
  • Anasayfa
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/megapoldanismanlik/
    • Kozmik Enerji Eğitim ve Seminerleri
    • İzmir'de Kozmik Enerji Seansları ve Eğitim Seminerleri için Kozmik Denge Merkezi
    • Kozmik Enerji Eğitimi
    • Aysu Sürücü - Kozmik Enerji Pregrassor
    • Access Consciouness Nedir?
    • Access Bars Eğitimi İzmir
    • Access the Bars Eğitimi
    • Hayat Bana Neşe, Kolaylık ve İhtişamla Gelir
    • Access Bars Eğitimi
    • Access Bars Eğitim ve Seansları
    • Kuantum Dokunuş Nedir?
    • Uluslararası Sertifikalı Kuantum Dokunuş Eğitimi
***ETKİNLİK TAKVİMİ***
Site Haritası
MEGAPOL DANIŞMANLIK facebook

Geçmişi çöpe atın ve çöpü karıştırmayın

Geçmişte Yaşamak

İnsanların çoğu geleceğini, geçmişine bakarak şekillendiriyor. Geçmişin deneyimlerine, sadece ruhun edindiği bilgelik olarak bakmadıkları için, korku dolu bir gelecek yaratıyorlar. Geçmişi kazıp cesetler ortaya çıkarıyor, onlarla yaşıyor ve hayatlarının neden kokuşmuş olduğunu düşünüyorlar!

Kendisiyle uzun süre koçluk yaptığım bir müşterim, çözülmüş olmasına rağmen, aynı konularla ilgili olarak tekrar tekrar geliyordu. Yaptığım seanslardan sonra, geçmişte yaşamış olduğu deneyimlerin olumsuz duygularını kaldırıyordum. Ancak bir ay bile geçmeden aynı durum yineleniyordu. Daha sonra anladım ki, sürekli anılarını canlandırıyor, acaba gerçekten geçti mi diyerek, bu durumun tekrar tekrar ortaya çıkmasına neden oluyordu.

İnsanoğlu, edindiği bir bilgiyi, anne-baba telkinleriyle oluşan ‘kesin doğrusu’ ile bağdaştırıp bir gerçeklik oluşturur. Bu ‘kesin doğru’su, deneyimleriyle birlikte, onun inancı haline gelir. Böylece, gelen bilgi ve ‘kesin doğru’ bağdaşır. Buna öğrenme diyoruz. Öğrenme gerçekleşirken, iki nöron arasında bir bağ oluşur. Eğer kesin doğrusu bir varsayımsa, kişinin varmış olduğu sonuç da bir çarpıtma, yani yorumlanmış gerçeklik olur. İnandıklarımız gerçeğimizi oluşturduğundan, bu inanç da kişinin bir deneyim yaşamasına neden olur. Bu deneyimi olduğu gibi kabul etmeyip, akışa da uymazsak acı çekeriz.

Müşterimle yaptığım çalışmalardan sonra, sinir hücreleri ( nöronlar) arasındaki bağlar silikleşiyor, ancak ‘acaba, geçti mi, gerçekten iyi oldum mu’ gibi düşünceler üretip, geçmişi tekrar hatırlamaya çalıştığında, o bağlar tekrar açığa çıkıyor ve aynı duygular devam ediyordu.

Bir düşünce kalıbının üç kere tekrarlanması bir alışkanlık yaratmaya ve onu beynin sinir hücre ağına kaydetmeye yarar. Eğer bilinç ve enerji, beyin ve sinir hücre ağının haritalanmasıyla gerçeklik yaratıyor ve siz geçmişe takılı kalmaya devam ediyorsanız ve problem bu yaşamınızda çözülmezse, o zaman bilinç ve enerji onu mutlak bir gerçeklik olarak yaratır. İşte o zaman, bu gerçeklik aynı kişilerle bir başka yaşama taşınır. Ölümden sonra gittiğiniz ışık katında geçmiş yaşamınızı gözden geçirirken, ruhunuz bu konuda bir çözüm diler; çünkü tüm deneyimlerinizi bilgelik olarak kaydeden ruh, bu konuda yoksunluk çeker.

Herhangi bir kişi, olay, yer ya da zaman yüzünden ıstırap çekiyormuş fikrine kapıldığınız sürece, bu saplantı, bir gün siz geçmişi bırakana dek sürüp gidecektir. Öyleyse, bu küçük sorununuza odaklanarak beyninizin düşünüş biçimini gerçekten değiştirmek mümkün müdür? Kesinlikle evet. Sorunu kimin, ne zaman yarattığını öğrenmeniz ve gitgide sorun yumağı oluşturmanız yerine, durumun kendisine odaklandığınızda beyniniz sadece bir kavrama bakıyor olur. Bu, beynin sinir hücreleri arasındaki haberleşmeyi sağlayan kısa uzantılarla (dentritlerle) bağlantıyı kesmesine neden olur; çünkü eğer siz onu başka hiçbir şeyle ilişkilendirmeden ( bağlam oluşturmadan), sadece olan üzerinde odaklanırsanız, beyin ne yaptığınızı anlamak için size uymak zorundadır; böylece, sinir hücreleri arasındaki bağları kesmek ve size sadece olanı sunmak zorundadır. Olana, onu herhangi bir şeyle bağlamadan baktığınızda, artık varlığını sürdüremez. Çünkü o, ilk başta bu ilişkilendirme sayesinde var olmuştur. Onunla başka şeyler arasındaki bağları kestiğinizde, yoksunluğu hiçbir şekilde sürdüremezsiniz.

Çevrenizde, takıntılı derecede ‘neden ben, neden beni sevmiyor, onsuz yaşayamam’ gibi düşünen, kişi, olay ya da zamana takılı kalmış birçoklarına rastlamışsınızdır. Belki, siz de bu şekilde geçmişe dönüp, olumsuz bağlamlar oluşturuyor ve hayatın size sunduğu şimdinin güzelliklerini kaçırıyorsunuzdur. Yapmanız gereken şey; bu bağları kesmek. Bunu yaptığınızda sadece mutlu olmaz, aynı zamanda belki de binlerce yıl sürecek bir karma oluşturmanızı da engellemiş olursunuz.

Geçmişi çöpe atın ve çöpü karıştırmayın; çünkü çöpleri karıştıranlar, pisliğe bulanırlar!

 

Tuğcan Özen
 Tuğcan Özen

  
5320 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın