Çoğumuz gün içinde sadece hayatta kalmamıza yetecek kadar, sığ nefesler alıyoruz. Oysa nefes, kadim öğretilerde "Prana" veya "Chi" olarak adlandırılan yaşam enerjisinin bedenimize giriş kapısıdır. Kuantum Dokunuş tekniğinin kalbinde yer alan doğru nefes pratikleri, sadece akciğerlerimizi oksijenle doldurmakla kalmaz; aynı zamanda enerji bedenimizin titreşimini en üst seviyeye taşır.
Kuantum Dokunuş uygulamasında nefes, bir pompa görevi görür. Derin ve farkındalıklı nefesler aldığımızda:
Enerji Akışı Hızlanır: Hücrelerimize giden yaşam gücü artar ve enerji kanallarındaki tıkanıklıklar açılmaya başlar.
Vücut Titreşimi Artar: Yüksek frekanslı nefes teknikleri, bedenin şifa kapasitesini aktive eden o "yüksek rezonans alanını" oluşturur.
Zihin Sakinleşir: Doğru nefes, merkezi sinir sistemini yatıştırarak bedenin "savaş ya da kaç" modundan çıkıp "iyileşme ve yenilenme" moduna geçmesini sağlar.
"Nefes, ruh ile beden arasındaki köprüdür. Bu köprü ne kadar güçlü olursa, şifa o kadar hızlı akar."
Kuantum Dokunuş seanslarında veya eğitimlerinde öğrendiğimiz nefes teknikleri, ellerimizden akan enerjinin yoğunluğunu belirler. Nefesimizle topladığımız bu devasa yaşam enerjisini, ellerimiz vasıtasıyla bedenin ihtiyaç duyan bölgesine odakladığımızda, mucizevi bir iyileşme süreci başlar.
Unutmayın; şifa gücü her birimizin içinde saklıdır ve bu gücü uyandıracak olan en basit, en doğal anahtar nefesinizdir.